Ruhi Uzunhasanoğlu

Tanışıklığımız çok eski olmasa da DOSTLUĞUMUZ uzun yıllara dayanır. Hayata karşı soruları ve itirazlar onun kişiliğinde önemli yer tutar. Ortadoks analizcidir. Neden& sonuç diyalektiği sınavından geçmeyen hiç kimseyi hayatında tutmaz.

Sakin olmasına sakindir ancak öfkesi patladığında yanından uzaklaşmayın, KAÇIN.

Geceleri çok sever. Gecenin geç ve yıldızsız vakitleri en verimli saatleridir. Yaratıcı bir akla sihirli parmaklara sahiptir. Okumayı pek sevmese de izlemeye, incelemeye epey bir zaman ayırır.

Vefanın sadece İstanbul’da bir semt olduğunu sananlarla hayatının her anında savaşır. Söz verdiğinde tutar, tutamayacaksa söz vermez. Açık konuşmayı sever. Yüzünüze dosdoğru yanlışınızı söylerse şaşırmayın. Hatasını da kabul eder. Evinde, işinde, sevgili seçiminde titizdir. Futbola ilgi duymasa da hayata dair bilmediği çok az şey vardır. Onunla her konuyu rahatça konuşabilirsiniz.

Yani; dostlarınızın arasında Deniz varsa bu size GÜÇ katar.

Yetenekli ellerinden sıkar, cin gibi gözlerinden öperim.

Ağabeyin Ruhi

ayhan karadağ

Eski zamanlara yazılmış bir mektubun satır arasına sığdırılmış samimi tebessümü gibi Deniz

Hani dil bilmez bir ülkede içten bir selamın sıcaklığı sarar ya benliğini, onunla konuşurken kendi atlasında yok olursun, önemi kalmaz sınırların ve o sınır başlarında devriye gezen hudut kolluklarının. Öyle geniş bir bakış açısı, içinde evrenin tüm sınırları utanç duvarına dönüşür.

Gün gelir, bir bardak çayına şeker olur, yüreğine tat verir, gün gelir, eleştirileri ile sana bir Yılmaz Güney filminin Duvar sahnelerini yaşatır ve kendi gerçekliğinle baş başa bırakır.

Öyle ya bir maviliği olmalı insanın, adı gök ya da Deniz. Yağmur sonrası gökkuşağı belirir rengarenk, işte budur Deniz, her iklimde sığınacağın bir saçak altı, dostluğu sana güven verir, hele bir de elde avuçta olmadığı zamanlar yaşadıysan onunla, beş kuruşsuz dolaştığın sokaklar'daki fiyakan, yanı başından 5.40 kasa BMW ile geçen adamda olmaz.

Şimdi satırları arasında bir insanı anlatmak zordur, bazen susup Dostluğuna aşık olduğum adamın adını yazıp bırakmak gelir sadece.... DENİZ

rıfat rafi kara

Adam gibi adam desem, yetersiz kalır. Harika bir dost desem, sıradan bir tanımlama.  Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir durumdayım şimdi. İyisi mi Deniz'i adı gibi engin maviliklere sürelim ve kişilik açısından noktayı şöyle koyalım: Deniz'i çok yakından tanımaya çalışmayın, arkadaş olurken dikkatli olun! Çünkü bağımlılık yapar, bir daha asla ondan vazgeçemezsiniz. Uyarmadı demeyin.

Entelektüel birikiminin yanı sıra bir grafikerin sahip olması gereken yaratıcı, sıra dışı, analitik bir zekâsı var. Kafasında ışık çaktı mı, içi içine sığmaz. "O kedi buraya gelecek" misali o proje gerçekleştirilecektir. Bedeli ne olursa olsun hayallerinin peşinde koşmaktan asla vazgeçmez. Zaten beni ona yaklaştıran en büyük özelliği de bu oldu. Meslektaşım olarak tanıdım, sonra O'nu kardeş yaptım, çok istedim ama masrafı çok diye evlat edinemedim...

Daha çok yazmak isterdim ama bu yazı için bana gönderdiği parayla ancak bu kadar yazılır :)

Şaka bir yana, Deniz birkaç satıra sığacak insan değil (ki zaten kendisi bu dünyaya sığmıyor). İyisi mi siz de bir daha çıkmak istemeyeceğiniz engin denizlere dalın, zaten bir daha çıkmak istemeyeceksiniz. Ha tabi yüzme bilmiyorsanız uzak durunuz.